Eros Ok’unu Esnafa Attı

Bensu Ertürk Bensu Ertürk4 min read49 görüntüleme

Nerden Geliyor 14 Şubat bize ?
Önce Tarihçesi;
Aziz Valentine’ın öyküsü III. Yüzyıl’dan gelir. O dönemde Roma tahtında İmparator II. Claudius vardı, “Zalim” adıyla tanımlanan Claudius aşırı savaş ve askerlik tutkunuydu, her yetişmiş erkeğin muhakkak asker olmasını istiyor ve kimseye göz açtırmıyordu.
Öylesine ileri gitmişti ki, askerliğe engel oluyor düşüncesiyle evlenmeyi dahi yasakladı.
Gençler şaşkındı, kimse sevdiği ile beraber olamıyor, Roma kenti sayısı gittikçe artan ve uzak ülkelerde ölen sevgililerinin ardından ağlayan kadınlar ve kızlarla dolmuştu.
Kısacası aşk yasaklanmıştı. Bu emre uymayanların arasında Aziz olarak kabul edilen filozof Valentinus’da vardı, gezerek dinsel vaazlar veriyor ve İmparator’un hatalı olduğunu anlatıyordu. Sonunda yakalandı ve hapse atıldı. Valentinus’un hapiste olduğu günlerde yaşananlar efsaneye dönüşerek günümüze kadar ulaşmıştır.
ve Julia Valentinus’a gider.. Hapishaneyi korumakla görevli gardiyanın kızkardeşi Julia’nın gözleri doğuştan görmemektedir, gardiyan Valentinus’un anlattığı İsa ilgili öykülerin arasında körlerin gözlerinin açıldığını öğrenince, kardeşini gizlice Valentinus’un yanına getirir.Günlerce birlikte vakit geçirirler, Valentinus ona Roma tarihini, doğanın yapısını, aritmetiği ve Tanrı’ya yönelmeyi öğretir.Julia, dünyayı Valentinus’un anlattıklarıyla görür, onun bilgeliği ile aydınlanır, güçlenir ve teselli bulur.
Bir gün sorar;

  • “Valentinus, Tanrı gerçekten dualarımızı duyar mı?”
    Aziz gülümser;
  • “Evet, herbirini.”
    Julia;
  • “Her sabah ve her gece ne için dua ettiğimi biliyormusun? Görebilmek için dua ediyorum, senin bana anlattıklarını görmeyi çok istiyorum.”,
    Valentinus;
  • “Tanrı bizim için en iyi olanı yapar, yeter ki buna inanalım.”
    Julia, yere diz çöker ve;
  • “Böylesine inanmak istiyorum, yardım et.”
    Beraberce duaya başlarlar. Birden hücrenin içersi altın renkli bir ışıkla aydınlanır ve Julia haykırır;
  • “Valentinus, görüyorum, görüyorum.”
    Valentinus duaya devam etmesini söyler. Ertesi gün Valentinus’un ölüm emri gelir, Aziz Julia’ya son bir not yazar, Tanrı’ya hep yakın olmasını öğütler ve notun altını “Senin Valentine’ından” diye imzalar.
    Mektup, ertesi gün Julia’ya ulaşır, o günün tarihi 14 Şubat 270’dir. Valentinus, sonradan Papa I. Julius tarafından “Porta Valentini” adı verilen bir kemer kapısının altına gömülür (Şimdi orada yani Roma’da Praxedes Kilisesi vardır.
    Aradan 226 yıl geçtikten sonra Vatikan, Valentin’e “aziz” ünvanı vermiş. Valentin’in ölüm günü, böylece Sevgililer Günü olmuştur. Dünyanın ilk Sevgililer Günü Kartı’nın mucidi ise 1800’lü yıllarda Amerika’da yaşayan Esther Howland’dur.19. yüzyılda ortaya çıkan bu kartlar, giderek şekil değiştirdi ve günümüzde internete taşındı. “Sevgililer Günü”, dünyanın çeşitli ülkelerinde farklı geleneklerle kutlanıyor. Geçmişteki Sevgililer Günü adetleri, kalp şeklinde çikolatayı bir pakete sarıp sevgilisine vermekten çok daha yaratıcıydı.Sevgililer Gününün duyulması ve çoğu insan tarafından kutlanmasını sağlayan şey ise Esther Howland’ın ilk sevgililer günü kartını basmasıyla oldu. 1847 yılında dantel süslemeli kartları seri halinde üretip, babasının kırtasiye dükkanında satmaya başladı. Kartları o kadar çok beğenildi ki ticari hayatında iyi iş yaparak zengin emekli oldu.
    Geçmişten Günümüze gelen 14 Şubat
    Velhasıl bugün yine 14 Şubat;
    “Bize hergün sevgililer günü sevgimizi tek güne indirgeyemeyiz yani tek güne sıkıştırmaya ne gerek var canımmmm” diyenlerde olacak
    “Bugün özel bir gün sevgimizin,aşkımızın günü”diyenlerde olacak
    “Ne hediye alsam da sevgilimi mutlu etsem?” diye düşünenlerde mevcuttur
    “Sevgilim yok, aşk yok, sevgiliye ihtiyacım yok, romantik kalabalıkları sevmem, anlamıyorum böyle 14 şubatı falan filanı, ama yine de oy veresim geldi” diyenlerde olacak ve oyunu en yakın çiçekçide atacak.
    Belki de Sevgililer günü bir pazarlama stratejisidir.
    Sevginizi gösterebilmeniz için alınacak hediyeleri, izlenecek romantik komedileri, çıkılacak tatilleri ve tabii bunları yapabilmeniz için para harcamanızı şart koşar.
    Sevgilinize işte bunu anlatabildiğiniz sürece ve;
    Seni seviyorum, çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben her güne seninle başlıyorum, seninle bitiriyorum…
    Seni seviyorum, çünkü seninle her gün hayatı yeniden keşfediyorum. Bana her gün keşfedilecek bir şey sunuyorsun mutlaka. Soluksuz keşif maceralarının yorulmaz kaşifi oluyorum…
    diyebildiğiniz sürece, kalp şeklinde yastığa ihtiyaç duymazsınız.
    dediğim gibi eros okunu bu 14 şubatta da yine esnafa atıyor.Pastalar çiçekler, yüzükler envai çeşit hediyeler.. Hayırlı İşler..